“Yüreğimde cam kırıkları var!”

2023 Kahramanmaraş-Pazarcık merkezli depremde kızını kaybeden bir baba onu toprağa verirken, “yüreğimde cam kırıkları var,” diyor. Galiba bu sözler hepimizin bugünlerdeki durumunu anlatan en uygun ifade. “Yüreklerimizde cam kırıkları var!”

Depremde canlarını, yakınlarını kaybedenler kadar hissedemeyiz belki ama yüreğimiz yanıyor, kanıyor; bu kesin.

Konuşulacak çok şey var. Belki de hiç bir şey yok. İnsanların gözümüzün önünde çok büyük acılarla can verişlerini, yok oluşlarını izledik, izliyoruz günlerdir. Kimilerimizin yüreği dayanmıyor izlemeye. Mucizevi kurtuluşları da görüyoruz. Yüreğimiz sevinçten daralıyor bu kez.

Ancak tüm bu acıların içinde insana çok yakışan, çok insanca olan, umut veren dayanışmayı, merhameti ve yardımlaşmayı da görüyoruz, gördük. Bu, çok önemlidir. Bu, hiç hafife alınmamalıdır. İnsanlar, o yoksulluklarıyla, hiç tanımadıkları insanlar için çok büyük iyilikler yapmaya çalıştılar, çalışıyorlar; elleriyle bazlamalar yapıp gönderiyorlar. Evlerindeki iki battaniyeden birisini veriyorlar. Bu müthiş bir şeydir. İnsanlık budur. Çünkü insanlık iyilik yapmaktır. Acıyı paylaşmaktır insanlık. Bunu hala yapabiliyor oluşumuz çok güzeldir. Her tarafta yardım kolileri hazırlama uğraşları, yollarda yardım kamyonları, dudaklarda içten iyi dilek sözcükleri ve duaları.

“Düşman” sözcüğü yok bugünlerde farkında mısınız? “Düşman” diye belletilmeye çalışılanlar, o uzak şehirlerden, ülkelerden gelen insanlar yıkıntıların altından onlarca saat sonra kurtardıkları bebeğe sarılıp ağlıyorlar.

Ne kadar güzel değil mi!

İnsan budur işte! Acıda ayrımsız olan, yüreği kanayan, hiç tanımadığı insana sarılıp ağlayabilendir. İki yudum ekmeğinden birisini onunla paylaşandır. Bir tek canı kurtarmaya çalışan günlerce uykusuz, yemeksiz, susuz kalmış madenci, itfaiyeci, doktor, asker, her kimse odur insan. Deprem başladığı anda oturduğu yerden fırlayıp yeni doğan bebeğin yatağını düşmesin diye tutan, sonra da onu kucağında dışarıya ulaştırmaya çalışan, kendi canı hiç mi hiç umurunda olmayan o “insan” hemşiredir.

Uzaklarda, hiç bilmediği insanların depremde kaybettikleri canları, yaraları, acıları için yüreği yanan, yediği yemeğin, uyuduğu uykunun, yaptığı işin, attığı adımın anlamsız olduğunu hissedendir insan.

Acılar, sorunlar, hatalar, yetersizlikler, sorumsuzluklar, yanlışlar, tedbirsizlikler, öngörüsüzlükler, bencillikler, insanlık dışı davranışlar var elbette; bunlar sonra konuşulur. Konuşulacak zaten. Konuşulmalı da. Ama bugünlerde belki de sadece üzülmeliyiz.

Bir de hala yitirmediğimizi gördüğümüz insanı, insanlığı konuşmalıyız.

Çünkü hep söylendiği gibi, “insanın acısını yine insan alır!”

Bütün bu korkunç yıkıntıların arasından insanı yakalayabilmeliyiz.

Çünkü umut her zaman insandadır.

Başkasının acısı için “yüreğimde cam kırıkları var,” diyebilen, hiç tanımadığı için, sadece insan olduğu için iyilik yapabilen insandadır umut.

Kurtardığı çocuğa ilk can suyunu mavi bir şişe kapağı ile verendedir umut.

Umut, yine de vardır ve insandadır.

14 Şubat 2023

Yorum bırakın