Üniversitelerde Uzaktan Eğitim Kararı Üzerine-2023

Evet, çok büyük bir afet/felaket yaşadık, yaşıyoruz. 6 Şubat 2023 tarihinde olan Kahramanmaraş-Pazarcık depreminde binlerce insanımızı kaybettik. Yüzbinlerce insan evsiz kaldı ve halen barınma sorunları çözümlenemedi. Gerçekten çok acı bir durum. Toplum, ayrımcılık yapmadan, elinden geldiğince, gücünün yettiğince, çeşitli biçimlerde ve insani dayanışma anlayışıyla yardımlaşmaya çalışıyor. Ancak şu an depremzedeler için kuşkusuz en önemli sorun barınma sorunudur.

Bu süreçte depremzedelerin bu sorununa yönelik olarak hemen hemen akla ilk gelen “hızlı” çözümlerden birisi, üniversitelerdeki eğitimi “uzaktan eğitim” sistemine geçirerek, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarını bu amaçla kullanmaya ilişkin yaklaşım ve uygulama oldu.

Karar açıklandıktan sonra, konu, kamuoyunda çeşitli boyutlarıyla tartışılmaya başlandı ve tartışmalar halen sürüyor. Gerek üniversite öğretim elemanlarının, gerekse öğrencilerin (en azından yakın çevremdekilerin) genelde bu kararın uygun ve işlevsel olmadığını düşündüklerini gözlemliyorum. Buna ilişkin pek çok gerekçe sunuluyor. Bizim yaklaşımımız da özetle şöyledir:

1. Yaklaşık 3,5 milyon üniversite öğrencisinin (açık öğretim hariç) eğitim gördüğü üniversitelerde KYK yurtlarının toplam kapasitesinin 850.000 olduğu söyleniyor. Öğrencilerin çok büyük bölümü yurtlarda kalmıyor. Yurt olanaklarından yararlananların sayısı küçük bir sayı değil elbette ama üniversite öğrencilerinin en azından dörtte üçü için uzaktan eğitimin gerekçesi bulunmuyor ve içinde depremzedeler açısından da birçok gerçekleşme güçlüğü içeren bu uygulama söz konusu barınma sorunu için sürdürülebilir bir çözüm gibi de görünmüyor.

2. Deprem bölgesindeki öğrencilerin çok büyük bir bölümü uzaktan eğitim altyapısına (elektrik, internet vb.) sahip olamayacakları için uzaktan eğitim sisteminde de yoksunluklar yaşayacaklardır. Onlar için kayıt dondurma, diğer üniversitelerde özel öğrenci olarak eğitimlerini sürdürme seçenekleri akılcıdır. Nitekim YÖK bunu açıklamıştır.

3. Uzaktan eğitimin istisnaları dışında verimsiz olduğu Covid-19 salgını döneminde görüldü ve yaşandı. Çünkü her eğitim kademesinde olduğu gibi, üniversite eğitimi de sadece öğretim, yani “ders yapmak”, “ders vermek” ya da “bilgi aktarmak” amacında değildir. Üniversite, etkileşimli bir kültür ortamı, bağımsız bir kimlik ve kişilik yaratma, entelektüel ve bilimsel bilinç, değer ve tutumlar oluşturma ve nitelikli davranışlar geliştirme ortamıdır. Bu, uzaktan eğitim sistemi ile olabilecek bir şey değildir. Öyle olsaydı tüm üniversitelerdeki eğitimi “açık öğretime” dönüştürür, birçok “lojistik sorunu” (yurt, ulaşım, yemek vb.) ortadan kaldırırdık. Ayrıca dikkat edilirse, ülkemizde uzaktan (çevrimiçi-online) yapılan öğretimlerin adı “eğitim” değil “öğretim”dir. “Açık öğretim” diye geçer. Kısaca, eğitim ile öğretim kavramı karıştırılmamalıdır. Uzaktan (çevrimiçi) yapılan eğitim değil, öğretimdir. Oysa üniversite, öğretimi de kapsayan bir eğitim kurumudur. Üniversite bir kültürdür ve bu kültür uzaktan yapılan “derslerle” edinilemez.

5. İnsan sosyal bir varlıktır. Üniversite kurumu, öğrencilerin, öğretim elemanlarının birbirlerini besledikleri, etkiledikleri bir sosyalleşme ortamıdır. Covid-19 döneminde yaşadığımız, özellikle de gençlerin yaşadığı bu “sosyalleşememe” sorunu çok ciddi bir sorundur. Yaşadığımız deprem kuşkusuz öncelikle bunu bizzat yaşayan insanlarımızı çok kötü biçimde etkiledi, onlar canlarından, yakınlarından, mallarından, geçmişlerinden oldular. Ancak bu, aynı zamanda hepimiz için çok büyük bir toplumsal travmadır. Bu travmayı ruhsal (psikolojik) olarak aşmanın en uygun yolu sosyalleşme, paylaşım ve dayanışmadır. Bu travmadan en çok etkilenen gruplardan birisi de gençler oldu. Üstelik tam Covid’in yaraları kapanmaya yüz tutmuşken, üzerine deprem travması onları gerçekten sarstı. Her gün bir çok mesaj alıyoruz bu konuda ve “lütfen yüz yüze eğitim yapalım!” diyorlar.

Bir öğrencim şöyle yazmış: “Hocam online eğitim bizi fazlasıyla yıprattı ve ders anlamamızı oldukça zorladı… Bu karar değişebilir mi, elimizden bir şey gelebilir mi, lütfen yardımcı olur musunuz? Saygılarımla.

6. Ayrıca, depremi bizzat yaşamış öğrencilerimiz (ve hatta onların aileleri) için de yüz yüze eğitim ve sosyalleşme en iyi iyileşme, yaraları sarma yoludur. Nitekim Milli Eğitim Bakanlığı doğru bir kararla eğitimi yüz yüze biçimde ve çok zaman geçirmeden başlattı.

7. Sorunun çözümü konusunda inisiyatif keşke üniversitelere bırakılsaydı ve her üniversite kendi koşulları ve olanaklarına göre çözümler üretmeye çalışsaydı.

Kimse, depremde çok büyük acılar yaşayan, evlerini kaybeden, barınacak yerleri olmayan insanlarımızı anlayamadığımızı, durumun farkında olamadığımızı düşünmesin lütfen. “İnsanlar can derdindeyken, siz eğitimin türünü tartışıyorsunuz,” demesin. Onların durumu, daha önce de yazdığımız gibi, “yüreğimizdeki cam kırıkları” gibidir. Sadece söylemek istediğimiz, bu konuda çözüm olarak düşünülenlerin daha farklı sorunların da kaynağı olmaması, doğru çözümler üretmeye çalışılması ve bunun için de ortak akılla hareket edilmesi gerektiğidir.

2. Dünya Savaşı sonrası yerle bir olan Almanya’da ilk inşa edilen kurumlar genelde eğitim-kültür kurumları olmuştur. Unutulmamalıdır ki, bütün sorunların akılcı çözümü öncelikle bilimsel eğitimden geçer.

Yani eğitim her durumda çok önemlidir.

20 Şubat 2023

“Üniversitelerde Uzaktan Eğitim Kararı Üzerine-2023” için 3 yorum

  1. Sayın Hocam size katılıyorum.
    Ayrıca sadece öğrenciler değil. Öğrencilerin bulunduğu şehirlerdeki tüm ekosistem bu yanlış karardan etkileniyor.
    Öğrencilerin olmadığı bir şehirde birçok sektör sıkıntı yaşar. Öncelikle onlara ev kiralayanlar. Sonra onları taşıyanlar yani ulaşım. Aynı zamanda sosyal ortamlar: Lokantalar, kulüpler, kafeler, spor ortamları, özellikle sanat ortamları. Bu kararla sadece üniversite ve öğrenciler değil, sosyal ve kültürel şehir hayatı da çok zarar görecek.
    Öğrenciler sadece öğretim üyeleriyle değil, arkadaşları ile de etkileşim içinde olmalıdır.
    Onlarla birlikte yaşananlar, yapılan şeyler, bunlar hep kişilik gelişimine, gelişmeye, ilerlemeye, değişime doğrudan etkili olan hususlar.
    Hepimizin en önemli hatıraları okul çağlarımızdakiler değil midir?
    Okul arkadaşlarımız, hocalarımız, hatıralarımız değil midir kişiliğimizi oluşturan en önemli unsurlar?
    Eğitim bilgi ve davranış alışverişi ve bunun sonucunda ortaya çıkan davranış değişikliği işidir.
    Bunun da aynı ortamda, fiziksel yakınlık içinde, yüz yüze olması gerekir.
    Öğrenciler derste, laboratuvar ortamında birbirinden öğrenir.
    Saatlerce çalışıp, anlayamadığın bir şeyi bir arkadaşın bazen sana bir dakikada açıklar ve öğretir.
    Tacid (örtük) bilgi en kıymetli bilgidir. Yapma bilgisidir. Kodlanamayan ancak yan yana bulunularak öğrenilen (usta çırak ilişkisi ile), püf noktası dediğimiz kodlanamamış, yani bir dokümanda, algoritmada, açık şekilde ifade edilememiş (explicit knowledge) ve insan beynindeki yapma bilgisidir. Bunun için yan yana çalışmak gerekir.
    Niçin Silikon Vadisi gibi yerlerde parlak beyinler bir araya geliyor? Herkes uzaktan bağlansa daha çok kişi bağlanmaz mı?
    Şirketler niçin burada yer almak için can atıyor?
    İnsanlar, şirketler, kuruluşlar Silikon Vadisi gibi kümelerde (clusters) yan yana ve yakın oluyor, çünkü bu yakınlık insanlar arasında fiziksel etkileşimleri ve tacid bilgi paylaşımını sağlıyor.
    Bu şekilde tacid bilgi paylaşılarak yaratıcılık yetenekleri gelişiyor, yenilikler (inovasyonlar) ortaya çıkıyor. Apple, Google, Facebook hep bu ortamlarda, yan yana çalışarak ortaya çıktı. Şimdi Dünyanın en büyük, en çok kazanan, en değerli şirketleri bunlar.

    Umarım bu çok yanlış karardan geri dönülür.
    Üniversitelerin özgür ve özerk olması gerektiği, bunların ne kadar önemli olduğu bu uygulama ile iyice açık bir şekilde ortaya çıktı.
    Saygı ve selamlarımla,

    Celal Zaim Çil

    Liked by 1 kişi

      1. Sağolun Bülent Hocam.
        Bu hatalı kararlar, işlemler, işler artık dayanılmaz hake geldi.
        Bu felaket her şeyi daha da belirgin bir şekilde gözler önüne seriyor.
        Artık yama yöntemleri ile mevcut ağır sorunlar çözülemiyor.
        Deprem nedeniyle üniversiteleri sakatlamak bereden çıktı? Bu karara neden ihtiyaç duyuldu? Anlamak mümkün değil.
        Üniversitelerin özgür ve özerk olmasının bir şart olduğunu bu karar çok açık bir şekilde gözler önüne serdi.
        Sayın hocam sizlere kolaylıklar ve sağlıklı günler diliyorum.
        Selam, sevgi ve saygılarımla.

        Celal Zaim Çil

        Beğen

Yorum bırakın